KURU YAĞMURLAR

Üçüncü bin yılın girmesiyle birlikte sanki insanlığın sonuncu bin yılım yaşadığı duygusuna ve kuşkusuna kapılan, telaştan nereye koşacaklarını şaşıran insanlar, 20. Yüzyılda zirvesine ulaşmaya çalıştıkları bilim ve teknoloji dağının zirvesine bayrağı dikip artık aşağıya doğru yuvarlanma sürecine girmiş görünüyorlar. Öylesine tepetaklak, öylesine gürültülü yaşıyorlar çünkü. Hiç kusursuzca çalışan elektronik aygıtların bile hızına yetişemeyeceği hızlı yaşam tempoları içinde, sağanak yağmurlar altında ıslanmayı seviyor insanlar. Şimdiden dördüncü milenyunun tarzlarını belirlemeye başlayan modern üretim teknolojileri insanlar için her gün yeni bir tür yağmur üretiyor. Müzik yağmurlarının, dijital oyuncak yağmurlarının, magazin yağmurlarının, animasyon yağmurlarının, dondurulmuş yiyecek yağmurlarının altında ıslanmaya bayılıyor insanlar. İnsanlar sırılsıklam ıslanırken, yaşamın içindeki insanla ilgili her şey de insanla birlikte ıslanıp onun yuvarlanma hızına yetişmeye çalışıyor.

Gazetelerin sayfalarından, radyoların ve televizyonların haber bültenlerinden, internet sitelerinden her gün binlerce haber akmakta. Öyle ki, bazen haberlerin yoğunluğu, insanların yaşadıklarının yoğunluğundan daha da
öteye gitmekte, haberler yaşama egemen olmakta. Hatta bazen, yeryüzünde yaşananlardan daha fazla haber yağmakta dünyaya. Asit yağmuru olmadan asitli haberlere, komşu ülkeye bombalar yağdırırken barış demeçleri veren politikacılara, henüz doğmadan üzerine slogan desenli donlar biçilen çocuklara rastlamakta insanlar. Sabah yatağından kalkar kalkmaz, görmediği rüyaların, kurmadığı hayallerin, etmediği duaların haberleriyle karşılaşmakta.
 
İletişimin özünde, insanın çevresindekilerin, başkalarının yaşadıkları konusunda bilgi sahibi olmak vardır aslında. İçinde yaşanılan toplumda bir statü edinmek, kendini tanımak, toplumsal rolünü benimsemek ve diğer insanlarla ilişkiler zincirini oluşturmak için insanın öncelikle başka yaşamlardan haberdar olması gerekmektedir. İnsanın kendisinin tanımı, kendi konumu ve eylemleri, diğer insanlarınkiyle iç içe geçmiş karmaşık bir bütündür çünkü. Bu gereklilik, kitle iletişim araçlarının ortaya çıkışının ve bütün yeryüzüne yayılmasının temel nedenini de oluşturmakta.
 
Her gün 24 saat yayın yapan televizyon ve radyo kanalları, gazeteler, dergiler, duyurular, afişler insanı, şiddetinden kurtulma şansı olmayan bir haber yağmurunun çağlayanına bırakmakta. İnsanlar, gümbür gümbür yağan haber yağmuru altında iliklerine kadar ıslanmaktan hiç de yakmmamaktalar.
 
Başkalarının yaşamından, eylemlerinden, özel yaşamlarından, özellikle de trajedilerden haberdar olmak, diğer coğrafyalar ve kültürler hakkında bilgi edinmek ve öğrendiklerini kendi yaşadıklarıyla karşılaştırmak, hatta bunlardan kendilerine sevinilecek paylar çıkarmak insanları hoşnut etmekte. Hem, yaşamın çirkef-leşerek insanın her yanını kirletmesinden kaynaklanan sorunları ve kederleri unutmak için sarhoş olmanın yollarından birisi de haber yağmurlarının altında sırılsıklam ıslanmaktır.                                              
 
Politikacıların masalları, bürokratların skandalları, gösteri dünyasının kahramanlarının sansasyonları, medyatik yöneticilerin demeçleri, ara sıra da sıradan insanların yaşamlarından kesitler haber yağmurlarının konularından bazılarını oluşturmakta. Her haber yağmurunun onlarca bilgiyi içerdiği düşünüldüğünde, bir yağmur mevsimi yüzlerce, hatta binlerce bilgiyle birlikte geliyor demektir. Buna göre haberlerin çokluğu ve haberlerin içeriğindeki bilgi çoğu zaman insanların akıllarının çapının alamayacağı çoklukta olmakta. Ama yeni bin yılın insanları yağmurlar kadar çokluktan da hoşnutlar.
 
Geçen yüzyılların toplumları yağmurları bereket olarak algılamışlardı. Ancak yağmurlar, toprağın, doğanın, insanların, toplumların yararına yağdığı, insanların çıkarlarına uygun kullanılabildiği zaman olumlu olarak nitelenebilir, bereket sayılabilmektedir. İnsanları sırılsıklam ıslatmaktan öteye gidemeyen ve bereket değil de yalnızca çokluk ifade eden yağmurlar insanların yaşamlarını sulandırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Kullanılmayan, yaşamın pratiğine dökülmeyen bilgiler de kuru yağmurlar gibi hiçbir işe yaramayan değersiz sağanaklardır.
 
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :kuru yağmurlar -

Yorumlar