İNSAN VE EŞEK

İNSAN VE EŞEK  
       
Bir çiftçinin yaşlı eşeği hendeğe düşer. Çiftçi onu oradan kurtarabilmek için ne yapması gerektiğini kara kara düşünür. Hendek, başka birinin aşağı inip hayvanı kurtarabileceği kadar geniş değildir. Eşeği yukarıdan ip sarkıtarak kurtarmak da mümkün değildir. Üstelik hayvancağız acıyla sürekli inlemektedir. Anlaşılan bir yeri yaralanmıştır ve ölmesi yakındır.
Sonunda çiftçi kararını verir. Eşeğinin ölmesine yardım edecektir! ?Bu eşek zaten çok acı çekiyor ve çok da yaşlı.? diye düşünür. Onu kurtarmak için saatlerce ter dökmeye değmez. Nasıl olsa ölecek. Üstüne kürekle toprak atarsam, hem eşeğimi gömmüş olurum, hem de tehlike oluşturan bun efendeği kapatmış olurum.? Sonra komşularını yardıma çağırır. Böylece o ve köylüler çukurun dibinde can çekişmekte olduğunu düşündükleri eşeğin üzerine kürekle toprak atmaya başlarlar. Üzerine sürekli toprak yağan eşek, önce yürek parçalayan bir sesle anırmaya başlar; fakat bir süre sonra sesi duyulmaz olur.
Çiftçi eşeğin öldüğünü ve üzerinin toprakla kapanmış olduğunu sanarak hendeğe bakar. Gördükleri karşısında donup kalır. Eşek her kürek topraktan sonra silkilinir, sırtındaki toprağı aşağı fırlatır, sonra da hırsla yerdeki toprakları ayağı ile ezer. Bu şekilde insanların ölmesi için attığı her kürek toprakla biraz daha ölümden kurtulur ve yukarı doğru yükselir.
Bunu gören köylüler önce şaşırırlar, sonra utanırlar. Bundan sonraki topraklar, eşeği gömmek için değil kurtarmak için atılacaktır.
Nihayet eşek tüm gücünü toplayıp, yukarıya doğru bir sıçrayışta çıkar.
 
Sonra uzun uzun anırıp oradan uzaklaşır. Uzun müddet daha yaşar.
Köyde eşeğin başına gelenler meşhur olur. Köylüler bu eşekten şu çok güzel dersi almışlardır. Bu dersi insan anlamalı. Karşılaştığımız her sorun, aslında biraz daha yükselmemiz için önümüze koyulmuş bir basamaktır. Önemli olan çukura değil, ümitsizliğe düşmemektir. İnsan en derin sorunun hendeğinden bile çıkabilir. Yeter ki en kötü çukura ümitsizlik çukuruna düşmesin.
Şartlara teslim olmayan, şartları teslim alır. Önümüzü engel çıkınca hiç pes etmeyeceğiz. O anda, o engeli aşmak için çözüm yoları arayacağız. Çılgınca çözüm yoları olabilir, gerekirse gemileri o anda yakacağız, gerekirse gemileri karadan yürüteceğiz ve gerekirse gemileri havadan uçuracağız. Sonuçta durmayacağız.' Unutmayacağız: Cenab-ı Allah, ölümden başka her şeyin çaresini,?dermanını vermiştir.
Araştırmak ve bulmak, biz kulların vazifesidir. Arayacağız ve bulacağız. ?İlim, müminin yitik malıdır.? Hadis-i Şerif nasıl ki değerli bir eşyamızı veya sevdiğimizi kaybettiğimizde onu yeniden bulduğumuzda sevinirsek, ilimden bir bölüm öğrendiğimizde de o kadar sevinmeliyiz. Bu iş olmayacak deyip, şartlara teslim olursak, ümidimizi kaybedersek kafir olma durumumuz var. Kur'an-ı Kerim'in Yusuf Suresi'nin 87. ayetini hatırlayın. Elimizden gelenin en iyisini ortaya koyacağız sonra tevekkül edeceğiz. Biz ne yapıyoruz? Elimizden gelenin yüzde birini ortaya koyuyoruz; sonra tevvekkül ediyoruz ve bu iş olmadı diyoruz. Yaklaşık her gün, şartları zorlayanların başarıları gazetelerde çıkıyor. Bunlardan gerekli dersleri almamız gerekir. Size bunlardan bir iki örnek:
Şu anda yüzlerce kız öğrencimiz başörtüsü yasağından ve YÖK'ün katsayı adaletsizliğinden dolayı yurt dışında eğitimine devam etmektedirler. Bunların çoğunluğu da tıp fakültelerinde okumaktadırlar. Hepsi de alınlarının akıyla yabancı bir ülkede, yabancı bir dille eğitimlerini tamamlayıp gelmektedirler. Örneğin 1984 doğumlu Ayşegül ilhan, Düzce Anadolu İmam Hatip Lisesi'ni 5.0 derecesi ile okul ikincisi olarak bitirdi. Ünivaesite sınavında sadece 15 yanlışı çıktı. Puan adaletsizliği yüzünden hiçbir fakülteye giremedi. 2002'de ÖNDER'in bursuyla Viyana Tıp Fakültesi'ne yazıldı. Altı yıllık fakülteyi, altı yılda dahi bitirmenin çok zor olduğunu belirten Dekan Yardımcısı Gerhard Mallinger, bu öğrencinin 4-5 yılda bitirmesinin çok büyük bir başarı olduğunu söyledi. 22 yaşında doktor olan bu kızımız kariyerini en üst seviyede tamamladıktan sonra ülkesine dönüp hizmet etmek istediğini söyledi.
37 yaşında iki çocuk annesi Enise Gonca, İstanbul Üniversitesi'nin İngilizce Tercümanlık ve Arap Dili, Edebiyatı bölümlerini aynı anda birincilikle bitirdi. Ödül töreninde ?Ben okuldayken yemekleri yapan eşime buradan çok teşekkür ederim.? dedi.
Başaranlar, kolay başarmadı. Azimle yılmadan usanmadan yıllarca çalıştılar, aynı konuyu defalarca tekrar ettiler ve her başaran gibi onlar da başardılar. Siz de aynı şekilde çalışırsanız, siz de başarırsınız. Şunu bir kere daha söylüyorum. Mermeri delen suyun kuvveti değil, sürekliliğidir. Bir konuyu anlamak için çeşitli kaynaklardan defalarca çalıştığınız anda karşınızda kaya gibi olan konuların tuz buz olduğunu görünce şaşırıp: ?Ben neymişim be...? diyeceksiniz. Şu kıssayı unutmayın: Ünlü bir siyasetçi, der ki: ?Ne zaman kendimi enerjisi tükenmiş, karamsar, umutsuz, bitkin, perişan, yorgun, halsiz ve hayattan soğumuş hissetsem babamın arkadaşı olan taş ustasını seyretmeye giderim. Onunla dertleşirim ve daha çok elindeki taşlardan kendime ders çıkararak dinç şekilde ofisime gelirim. Taştan nasıl bir ders çıkardığımı merak ettiniz değil mi? Sabırlı olun anlatıyorum: Taş ustasının karşısına otururum, ustanın büyük bir azim ve kararlılıkla taşa vuruşunu izlemeye başlarım. Usta, taşın aynı yerine üst üste vurmaya başlar. Taşta hiç değişiklik olmaz. O vurmaya devam eder. Ben ?Şimdi vurmaktan vazgeçer. Bu taş da kırılmıyor deyip eline diğer taşı alır.? diye düşünürüm. Ama usta rahat bir şekilde aynı yere vurmaya devam eder. Taşta yine hiç değişiklik olmaz. Bu arada vurma sayısı 90'ı geçmiştir. İçimden artık bu taş kırılmayacak da bari usta boşuna elini yor-masa? diye düşünürken, usta 101. vuruşunu yapar ve taş tam ortadan ikiye ayrılır. Ben de yapıp da başarısız olduğum işi, başarılı oluncaya kadar, daha önceki hatalarımı da göz önünde bulundurarak yapmaya devam ederim ve en sonunda başarırım. O taş ustası benim motivasyon kaynağımdır.
Aynı yere yapılan sürekli basınç, taşı ikiye ayırmıştır. Bugünkü hidrolik sistemleri de bu şekilde değil mi? Az bir yağ, bir yere pompalanıp sıkıştırıldığında 50-60 tonu kaldırıveriyor. Siz de elinizdeki az imkânlarla, yüreğinizdeki çalışma ve kazanma azmini birleştirdiğinizde evvel Allah üstesinden gelemeyeceğiniz bir fakülte olmayacaktır.
 
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :kişisel gelişim - kişisel gelişim hikayeleri - kisiselgelisim -

Yorumlar