Geçmişten Geleceğe Felsefenin İşlevi
İlk Çağ (MÖ 600-400) Yunan felsefesinin ilk döneminde filozoflar doğaya ilişkin düşüncelerinde evrenin ve canlıların oluşumunu kavramaya çalışmışlardır. Evrenin ana madde (arkhe)si sorunundan hareket eden bu filozoflar şunlardır: Thales (Tales, MÖ 6.yy. her şey sudan oluşur tekrar suya dönüşür, yer sonsuz bir okyanus üzerinde yüzer), Anaximandros (Anaksimandros, MÖ 610-547. evrenin ana maddesi sonsuzluk, sınırsızlık demek olan apeiron'dur), Anaximenes (Anaksimenes, MÖ 585-525, ana madde havadır), Herakleitos (Herakleytos, MÖ 540-480, ateş), Empedokles (Empedokles, MÖ 49-430, ateş, hava, su, toprak), Anaxagoras (Anaksagoras, MÖ 5. yy. spermata: tohum), Pythagoras (Pisagor, MÖ 6. yy. sayı), Demokritos (Oemokritos, MÖ 460-370, atom).
ilk Çağda insan kendisini her şeyi kapsayan bir bütünün, "kozmos"un bir parçası olarak kavrar. İnsan "makrokozmos" karşısında bir "mikrokozmos"tur. Kozmosa egemen olan sonsuz doğa yasasına insanlar gibi tanrılar ve cansız nesneler de tabidirler. Felsefede ise en yüksek amaç nesnelerin tanrısallıkla bir olan özünü kavramaktır.
Antik Yunan dünyasındaki mitoslar (masallar) Yunanlıların çok tanrılı inançlarının etkisiyle oluşturdukları felsefi düşüncenin en saf biçimleri olup her biri doğa olayları ve insan ilişkilerini açıklayıp olaylar karşısında o çağ insanının tepkilerini ortaya koymaktadır.
Bu mitosları Homeros "llliada" ve "Odysseia" adlı destanlarında, Hesiodos da "Theogonia", "İşler ve Günler" adlı eserlerinde ele almıştır.
Aristoteles'e göre Homeros, ilk filozof olup mitosları yaratanlar da ilk teologlardı; çünkü mitoslarda dünyanın meydana gelişiyle tanrıların ortaya çıkışı çakışmaktadır. Bilimsel felsefenin daha sonra detaylı olarak ele aldığı sorunların Homeros'un destanlarında kapalı bir şekilde var olduğu ortaya çıkmıştır. Bu destanlarda ilk maddenin ne olduğu hakkında bir soruşturmayı, tek tanrıcılığa
doğru bir eğilimi, olan-bitenin anlamı üzerine bir araştırmayı bulmaktayız. Bu nedenle Yunan düşüncesindeki antik çağlarda ortaya çıkan soyut düşünme olgusunun Batı bilimsel düşüncesine kaynaklık ettiği ileri sürülebilir. Homeros, Odysseia'nın girişinde baş tanrı Zeus'a insanları şu sözlerle sorgulatır; "Hayret, Nasıl da Tanrıları suçlandırıyorlar insanlar şimdi! Bizlerden geldiğini söylüyorlar kötülüklerin, oysa kendi budalalıkları yüzünden kısmetten çok acılara katlanıyorlar".
Mitolojik düşünüş her şeyi açıklamak isteyen sabırsız bir merakın ifadesidir. Yunan masallarının bitmez tükenmez zenginliği bütün dünyayı içine alır; doğa ve insanlar, kültür ve sanat, bu dünya ve öteki dünya, en geçici ve en kalıcı şeyler.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]