DEPRESYON TÜRLERİ
Maskeli Depresyon
Sınıflamalarda yer almamakla birlikte klasik kitapların çoğunda yer alır.
Bu durumda klasik depresyon belirtileri yerine: Bedenin değişik yerlerinde ağrılar, sızılar, uyuşma, karıcalanmalar, hissiyet azlığı, karakter bozuklukları, Sexsüel alanda ve beslenme ile ilgili davranışlarda bozukluklar, alkolizm, madde bağımlılığı gibi sorunlar ön plandadır. Yani temeldeki depresyon bu şekilde dışa yansımıştır.
Tipik depresyon
Hastada deprestif duygu durum dikkati çekmekle beraber, diğer belirtiler "tipik" depresyon belirtilerine uymaz.
Gün içi değişmeler görülür.
Kişilik yapısı takıntılara saplantıları yatkın insanlarda takıntılar, saplantıar, kuruntular ön plana çıkar. Örneğin; su muslukları, tüpün düğmesi, ütü fişi sürekli kontrol edilir. Bazen yoldan dönülüp tekrar tekrar bakılır.
Bedendeki fizyolojik değişiklikler organlardaki bozukluğun habercisi gibi değerlendirilir ve bedensel uğraşlar artar.
Çeşitli korkular gelişir.
Dışarıdan gösteri, rol gibi algılanacak davranışlar görülebilir.
A tipik depresyonlu insanlar her zamankinden fazla uyur ve fazla yemek yerler. Aşırı kilo alırlar.
Kollarda ve bacaklarda aşırı güçsüzlük vardır.
Beklenmedik bir şekilde alkole, maddeye, kumara düşkünlük.
Aile ve iş yaşamından uzaklaşma
Açıklanması güç cinsel uyumsuzluklar dikkati çeker.
Çocuklarda ve gençlerde depresyon
Çocuklarda ve gençlerde tipik depresyon belirtileri olmayabilir. Daha çok davranış ve tutum değişiklikleri belirgindir. Aşırı ağlama, hırçınlık, asi
davranışlar, çabuk sinirlenme, alkol ve uyuşturucu kullanımına başlamanın temelinde depresyon olabilir.
Yaşlılarda ve Menapoz Sonrası depresyon
Kadınlarda daha sık görülür.
Depresyonun tipik belirtileri olmakla beraber; ağır bunaltı (anksiyete), sıkıntı, özellikle sabah sıkıntısı, uyku bozukluğu ön plandadır.
Aşırı telaş ve tedirginlik vardır.
Sıkıntıdan dolayı sürekli eller oğuşturulur ve yerinde duramama,
dolaşma hali vardır.
Bedensel uğraşılar daha fazladır.
İntihar düşünceleri yoğundur.
Doğum Sonrası depresyonları
Doğumdan sonra annelerde görülen depresif tabloya "puerperal depresyon" denmektedir.
Bazı anneler doğumdan sonra : Gelip geçici ağlama nöbetleri, güçsüzlük , halsizlik, sıkıntı, üzüntü, bebeğe karşı ilgisizlikle karakterize "Bebek hüznü " denen bir durum yaşar. Destekleyici tedavilerle olumlu yanıt verir.
Doğum sonrası bir ila 3 ay içinde gelişen karamsarlık, üzüntü, yetersizlik , hiçbir şeyden zevk alamama, çocuğa, ev işlerine bakmamak gibi hallerinde tam bir depresyon geçiriyor denmektedir. Ciddi tedavi gerekmektedir. Hastaların çoğu tedavi ile düzelir. Bazılarında depresyonun belirtileri uzun süre üzerinde kalabilir.
Distimik Bozukluk
Eskiden nörotik depresyon, depresif kişilik, nevrasteni diye nitelendirilirdi. Hastalarda en az iki yıl süren ve çok ağır olmayan depresyon belirtileri vardır. Uyku bozuklukları, hiçbir şeyden mutlu olamama, müzmin karamsarlık hali, yogunluk, istek ve ilgi azlığı, güvensizlik hissi, bedensel yakınmalar dile getirilir. Bu bozuklukta bir kaç gün , bir kaç hafta iyilik dönemleri görülebilir. Ancak bu iyilik dönemleri iki ayı geçmez.
Postpsikotik depresyonlar
Şizofreni gibi gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozulduğu, "akıl hastalıklarında da zamanla depresyon gelişebilir. Organik nedenlere bağlı depresyon
Bir çok fiziksel bozukluğa bağlı depresyonlar görülebilmektedir. Örneğin;
Hormonal sistemdeki bozukluklar, Nörolojik bazı hastalıklarda ( Örneğin Parkinson, Multipl skleroz) kan hastalıklarında, kanserde, enfeksiyon hastalıklarının bazılarında, kaza ve ameliyetlardan sonra depresyon gelişebilmektedir. Uzun süre kullanılan tansiyon düşürücü, ülser giderici bazı ilaçlar bağımlılık yapan uyarıcı ve uyuşturucular, kortizollü ilaçlarda depresyon yapabilirler.