BEYNİN GİZLİ GÜÇLERİ
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, kendilerine bu soruyu daha sıkça sormaya başlayan bilim dünyası; araştırmalarını artırarak bu konuya ağırlık vermeye başladı.
Yapılan çalışmalar neticesinde bu gizemli yapının ne kadarını kullandığımız netleşmese de, gerçekten karmaşık ve bir o kadar da olağanüstü yeteneklere sahip olduğunu artık biliyoruz.
İnsanoğlunun geldiği ve gitmekte olduğu yola bakarsanız aslında bunu kavramak o kadar da zor değil. Bundan elli yıl önce hayal olanlar, bugün gerçekliğimizin ayrılmaz bir parçası.
İlk bilgisayarlar evimize dahi sığmayacak büyüklükteyken, şimdi onlardan çok daha güçlü ve hızlı olanlarını cebimizde taşıyoruz.
Cep telefonlarıyla görüntülü iletişim kurmaktan, kredi talebine kadar her şeyi yapıyoruz. Sanal alem ile gerçek alem birbirine o kadar karıştı ki, teknolojinin hızına yetişmek için ne yapacağımızı bile şaşırmış durumdayız.
Dedelerimiz, babalarımız olanlar karşısında şaşkına dönüp, defalarca kullanma klavuzunu okudukları halde hiçbir şey anlamazken, biz anne karnında eğitim almışız gibi iki düğmeye basıp bitiriyoruz işi. Bir de üstüne üstlük, büyüklerin bunu nasıl çözemediklerine anlam veremiyoruz.
Onlarsa bizim zekamız karşısında gururla, bir tavus kuşu misali kabarıyorlar:
"Bizim oğlan çok zeki maşallah, ben bu DVD'nin altyazı ayarlarını yapayım diye ders kitabı gibi kılavuzu okurken, aldı kumandayı eline başlattı filmi, yapıştırdı altyazıyı. Nerden anladı şaştım kaldım. Ben diyordum zaten televizyonun karşısında saatlerce oturup boş boş baktığına aldanmayın, bu çocuk zeki!"
Şimdi bu durum size üstünlük sağlıyor gençler ama fazla sürmeyecek saltanatınız. Beyin denen mucidin yapacaklarına sizinde yetişmekte zorlanacağınız zaman gelecek elbet. Onun sınırsızlığının farkına vardıkça, sizin de soluğunuz kesilecek.
Beynimizle ilgili sorular her geçen gün cevaplanırken, sahip olduğumuz bu muhteşem yapı karşısında heyecanlanmamak mümkün değil. Yaptıklarımız yapacaklarımızın habercisi adeta. Sonu gelmeyecekmiş gibi görünen bir gelişimin ardına takılmış gidiyoruz.
Nasıl yapıyoruz tüm bunları? Aramızdan çıkan birkaç dahinin yaptıklarının mı sefasını sürüyoruz? Yoksa dahilik sadece toplumsal bir önyargı mı? Bu soruların cevaplarını ilerleyen sayfalarda bulacaksınız, ama önce beynimizin içindeki keşif yolculuğumuza devam edeceğiz.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]