BESLENME ve YEMEK
Sağlıklı bir birey olmanın yolu sağlıklı beslenilen çocukluk yıllarından geçmektedir. Bu nedenle beslenme ve yemeğin çocuk eğitiminde önemli bir yeri vardır. Ancak ailelerin en çok şikayet ettiği konu da çocuklarının beslenme ve yemek yememe sorunudur. Anne sütüyle beslenen ve hazır gıdaya daha henüz hazır olmayan çocukta yemek sorunu elbette olacaktır. Çünkü hiçbir yiyecek anne sütünün yerini tutmayacaktır. Peygamber Efendimiz de ‘Çocuğa anne sütünden daha hayırlı bir süt yoktur’ diyerek, anne sütünün önemini ifade etmişlerdir.
Genel olarak çocuklara, bir ile bir buçuk yaşına kadar anne sütü, çocuğun sağlıklı gelişimi açısından verilir ve tavsiye edilir. Kur'an-ı Kerîm'in Bakara Sûresinde yazan ‘Anne sütünün çocuklara iki yaşına kadar verilmesi’ gerektiği ifadesi, bu durumla uygunluk arz etmektedir. Bu dönemde çocuklara altıncı aydan itibaren de ek gıdalar verilmeye başlanır. Bu ek gıdalar düzenli olarak verilirse, çocuk zamanla ek gıdalara alışır ve anne sütünü bırakması da kolay olur.
Aileler, para biriktirme uğruna çocuğun gıda ihtiyacında kısıtlamaya gitmemelidir. Çünkü çocuğumuzu ancak bir kere büyütebilme zamanına sahibiz ancak parayı daha sonra da biriktirebiliriz. Bu dönemde çocuklarımıza gerek aile içinden gerekse aile dışından çok şekerli iltifatlarda bulunulmaktadır. Ancak bu iltifatlar çocukta, zamanla İştah azalmasına, daha sonra da bakkal alışkanlığına yol açmaktadır. Şekerli yiyecekle karnını doyuran çocuklar, diğer yiyeceklerde bulunan vitamin ve proteinlerden mahrum kalmaktadır. Bu eksiklikler de çocukta zamanla bazı hastalıklara karşı bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalanmalarını sebep olmaktadır.
Anne-babaların, özellikle okul döneminde de çocukların beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Çocuklar, özellikle sabah kahvaltısı yapmak istemezler. Öğleyin okuldan yorgun gelirler. Öğle yemeği yemek istemezler, canları ne zaman isterse o zaman yemek isterler. Ancak bu çocuk için sağlıklı bir beslenme olmaz. Çocuklarımızın az da olsa sabah kahvaltısı yapması, onların okuldaki dersi dinleme performansını artıracaktır. Okuldan tüm enerjisini harcayarak dönen bir öğrencinin öğle yemeğini yemesi, kısa sürede yorgunluğunu atmasını sağlayıp bir an önce derslerini çalışmasını sağlayacaktır.
Çocuğun yemek yememesi aileyi kaygılandırmaktadır. Ailede herkes çocuğa zorla yemek yedirmek için seferber olmaktadır. Çocuğu yemek yemesi için zorlamak, ister istemez onda tam tersi bir tepkiye yol açacaktır. Çocuk yemek yemeyi reddedecektir. Çocuğa bu şekilde yemek yedirmeye çalışmak yerine, onun neden yemek istemediği araştırılmalıdır.
Çocukların yeme alışkanlıkları ve iştahlarında fizyolojik farklılıklar gözlenir. Bebeklikten başlayıp bir yaşına kadar olan sürede hızla boy atıp kilo alan çocuğun daha fazla besin alma ihtiyacı duyduğu; ancak daha sonraki büyümedeki yavaşlamaya paralel olarak, çocuğun yeme isteğinde azalma olabileceği düşünülmelidir.
Çocukların yemek sorunları arasında zorla yedirilmeye çalışılan yemeği sevmemiş olabileceğini de düşünmek gerekmektedir. Bazı aileler tabakta ne varsa çocuğun o yemeği yemesini ve bitirmesini isterler. Çocuk da yemeği sevmediği için yememeyi tercih eder.
Ancak anne ısrar eder: Tabaktaki yemek kesinlikle bitecektir. Ben bunu şöyle izah ediyorum: Bir komşunuza misafirliğe gittiniz. Komşunuz size hiç sevmediğiniz, hoşlanmadığınız pırasa yemeği getirdi ve sizden bu yemeğin hepsini bitirmenizi istedi. Ne yaparsınız? Bir daha o komşuya misafirliğe gider misiniz? Yoksa onun da size gelmesini kollayıp, aynı davranışı siz de ona yapmayı düşünür müsünüz? Çocuklarınızı da kendi yerinize koyup öyle düşünmeniz daha iyi olacaktır.
Bir aile çocuklarıyla birlikte bir lokantaya gider. Masanın üzerindeki mönüyü incelemeye başlarlar. O sırada garson gelir ve ne arzu ettiklerini sorar. Çocuk: ‘Baba, ben ciğer ve pastırma isterim’ der. Garson beklemektedir. Mönüyü alan baba inceler ve anneye verir. O da inceledikten sonra baba siparişi verir: ‘Üç biftek!’ Garson ise tekrar eder: ‘İki biftek, bir ciğer ve pastırma’ der ve gider.
Garsonun bu sözleri üzerine çocuk, annesine bakıp şöyle der: ‘Anneciğim, garson benim 'gerçek' olduğumu kabul ediyor...’
Çocuklarımızın görüş ve önerilerine dikkat etmez, onları önemsemezsek; oniar böyle durumlarla karşılaşınca elbette ki şaşıracaklardır. Bırakın onlar ne yiyip içeceklerine kendileri karar versinler. Eğer lokantada yemeklere sınırlama getireceksek, bunu çocuklara önceden söylememiz daha uygun olacaktır.
Çocukları yemek yeme konusunda zorlama yerine onların ne zaman canı isterse o zaman yemesini, ne kadar yemek istiyorsa o kadar yemesini sağlamalıyız.
Zorla yemek yedirmeye çalışmak, çocukla aile arasındaki iletişimi bozabilir.
Bir çocuğu yemek için asla zorlamayın. Açlık, bu işi sizin için yapacaktır.
Çocukların düzenli yemek yemeleri için ailelerin yemek yapmadan önce, yemek yapmak konusunda onların da fikirlerini almaları ve onların sevdiği yemeği yapmaları, hem çocukların hoşuna gidecektir; hem de çocuklar kendilerine değer verildiğini düşüneceklerdir.
Ailede yemek saatleri önceden belirlenmeli ve genelde aksamadan devam etmelidir. Yemek saati geçince çocuk, abur cubur bir şeyler atıştırmak durumunda kalır ve yemeğe iştahı kalmaz.
Aile fertleri yemeğe hep birlikte oturmalıdır. Kalabalık ortamda iştah biraz daha fazla olur.
Çocukların arkadaşları eve yemeğe davet edildiğinde, hem onlara değer verildiğini hem de arkadaşlarının yemeğe karşı iştahlarını görmüş olurlar.
Sofrada yemeği herkes kendi tabağına yiyeceği kadar koymalıdır. Genelde bizim aile kültürümüzde yemeğin beğenilip beğenilmediği sorulmadan tabaklar doldurulur.
Özellikle okula giden çocuklar sabahları erken vakitlerde kalktıkları için sabah kahvaltısını yapmadan evden çıkarlar. Aslında bu durum bazı aileleri sabahları kahvaltı hazırlama külfetinden kurtarıyor.
Bazı ailelerin, ‘Çocuklarımıza sabahları ne yaparsak yapalım, kahvaltı yaptıramıyoruz’ diyeceklerini şimdiden tahmin ediyorum. Ancak bu bir seferde veya çocuğa zorlamakla, onunla inatlaşmakla olmaz. Biraz sabır, biraz ilgi; birazda da dikkat ister.
Çocuklarımızın en çok hoşuna giden yiyecekleri tespit edip, kahvaltıya onları hazırlayabiliriz. Başlangıçta bir-iki lokma ile başlasa da zamanla bunu artırabiliriz.
Okulda yaptığım aile anketindeki ‘Sabahları kalktığımda, annem kahvaltı hazırlamadığı için okula aç geliyorum’ sorusuna çok fazla cevap veren öğrenci vardı. Aileler, çocuklara harçlık vererek okuldan bir şeyler almasını söylüyorlar. Tabi bu, hem çocukların hoşuna gidiyor; hem de okulda kantincileri sevindiriyor. Fakat ayakta alınan bu fast food türü yiyecekler, çocuklarda dengesiz ve sağlıksız beslenmeyi ortaya çıkarıyor. Çocukların aşırı kilo almalarını sağlıyor. Günümüzde, çocuklar için konuşulan ve korkulan rahatsızlık 'obezite' sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ailelerin çocuklarını akşamları erken yatmalarını sağlayıp sabahları da erken kaldırarak mutlaka birkaç lokma da olsa kahvaltı yapmalarını sağlama ve buna zamanla alıştırmaları gerekiyor.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:
[email protected]
Bu makale şu konularla ilgili olabilir :beslenme - yemek - çocuk -