BAŞARI

BAŞARI
Koç Ricky'nun çalışma ilkeleri benim için her zaman motivasyon kaynağı olmuştur, çünkü onun ortaya koyduğu zaman ve çabaları hep ilk elden görebildim.
Ondan öğrendiğim ilk şey, sıkı çalışmanın herşeyin üstesinden geleceğiydi. Özellikle Kentucky'deki ilk iki yılında bu kesinlikle doğruydu, yetenek ve deneyim yoktu ama çok çalışmak bizi başarıya ulaştırdı.
Ayrıca onun oyun sevgisinin sizin de hayatınızda olabileceğinizin en iyisi olmanız için motive edici olduğunu düşünüyorum. Zira oldukça bulaşıcı ve çevresindeki bütün insanları sarıyor. Bu kesinlikle bana da oldu. Yakınında olduğunuzda onun coşku ve heyecanını paylaşmamak elinizde değildir.
Kişiliği ve oyuncularına verdiği önem, takımının onun adına oynamasını sağlar, iş arkadaşlarına verdiği değer ve olar için yaptıklarıysa sizi motive eden başka etkenlerdir. Onun için çalışırlar ve daha iyi bir iş bulmak ya da başka bir şey olsun, onlar adına bir savaşa herkesten önce giren kendisidir. İhtiyacınız olanları size söylemiş olması da sizi motive eder.
Bunun benim durumumda da doğru olduğunu biliyorum. Onun için çok çalışırdım ve benim adıma bir savaşa benden önce girerdi. Onun altında çalışıyor ya da onun için oynuyorsanız, işinizi yapıyorsanız, sizinle ilgilenmek için orada olacağını bilirsiniz. Bence bu sizi olabileceğinizin en iyisi olmanız için motive eder.
Kendi takımımla çalıştığım her gün, onun yaptıklarıma ve oyuncularıma karşı davranışlarıma etkisini hissedebiliyorum. Görünüşte çok sert, çok zorlayıcı gibi görünür ama aynı zamanda oyuncularına onları düşündüğünü ifade eden mesajlar da gönderir. Ondan öğrendiğim koçluğun en ö-nemli yanı bu sanırım: İstediğiniz kadar sert olabilirsiniz a-ma oyun sahasından ayrıldığınızda kolunuzu omuzlarına koymalı, sırtlarını sıvazlamalısınız.
Size ihtiyaçları olduğunda orada olmalısınız. Oyuncularınıza onları gerçekten düşündüğünüzü göstermelisiniz. Koç Ricky'dan öğrendiklerim, beni çok daha iyi bir koç yaptı.
Ve onunla olmak; onun kabiliyetinin oyuncuları motive ettiği ve takımlarını hayal bile edemeyecekleri seviyelere taşımalarını sağladığı bir sürü örnek gösterebilirim. LSU oyununda otuzbir puan gerideyken maçı almamız, bu örneklerden biridir. Set arasında üzgündü ama soyunma odasında kazanacağımıza inanmadığını söyleyebilecek bir tek kişi yoktu.
Ayrıca, 1992'de NCAA turnuvasında Duke'e karşı oynarken Christian Laettner'ın ikinci atışı Çeyrek Final'e giden yolumuzu tıkadığında hiçbirimiz yöresel finale bile çıkabileceğimizi sanmıyorduk. O yıl herkesi ulusal şampiyonayı kazanabileceğimize inandırdı. O yıl Duke'e karşı oynayabilmemiz mümkün değildi ama herkesi onları yenebileceğimize inandırdı. Ve inandık.
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]

Bu makale şu konularla ilgili olabilir :kişisel gelişim - kişisel gelişim hikayeleri - kisiselgelisim -

Yorumlar