KUŞAK ÇATIŞMALARI

Her kuşak, kendinden önceki kuşakların ürettiklerini beğenip onlarla yetinseydi, insanlık tarihinde büyük olasılıkla hiçbir gelişme yaşanmaz, üçüncü bin yılı yaşayan insanlarla yedi bin yıl önce yaşayan insanlar arasında hiçbir ayrım bulunmazdı. İnsanı, bilimde, sanatta, uygarlıkta daha yeni, daha güzel, daha yetkin olmaya iten neden, önceki kuşakların ürettiklerini gözardı etmeden ve onlardan olabildiğince yararlanarak daha ötesini ortaya koyma kaygısıdır.

Elektromanyetik dalgaların bulunuşu da, kuduz aşısının bulunuşu da, postmodern sanat yöntemleri de, uydu aracılığıyla kıtalararasında iletişim kurma olanakları da insanlık adına bir arayışın olduğu kadar, bir bakıma kuşaklar arasındaki ayrımların ve çatışmaların da sonucudur. Bütün yenilikler, geçmişin eskimiş sayılan birikimleri üzerine kurulmuş buluşlar olduğu gibi, eskiyle yeninin, ölmek üzere olanla yeni doğanın birbiriyle buluşmasıdır da.
 
Kuşak çatışması diye nitelenen durum da ayrı kuşakların anlaşmasıdır aslında.
 
Genç bir insan doğası gereği hareketli müzikten, parlak renkli giysilerden hoşlanır. Yaşlı bir insan ise yine doğası gereği daha ağır, çoğunlukla da klasik müzikten, pastel renkli, genellikle de mat giysilerden hoşlanır. Gençler özgürlüğü, hatta kuralsız ortamları yeğlerken yaşlılar daha fazla kuralcı, düzenli ortamlarda bulunmayı yeğlerler. Birinin yemek seçimi çok özgürce iştah kabartıcı ağır türlerden yanayken, diğeri zorunlu olarak hafiflerden yanadır.

İnsan yaşlandıkça, yaşam deneyimlerine ve birikimine koşut olarak yaşama bakışı, görüşleri, zevkleri de değişir. Orta yaşı aşmış bir insanı halen gençlik çağlarındaki düşüncelerle, zevklerle yaşaması ne kadar olağandışı ise, genç bir insanın bir yaşlı gibi düşünmesi, davranması da o kadar olağandışıdır. İnsan yaşlandıkça, en yakın, en sadık arkadaşlarını bile değiştirme gereksinimi duyabilmektedir.
 
Yaşlıların ve gençlerin düşünce ve duygu dünyaları ve bu dünyaların yansımaları olan davranışları iki ayrı evren gibidir. Bu evrenlerde birbirine çok benzeyen nitelikler olduğu gibi birbirinden ayrılan, hatta çatışan özellikler de çok sayıdadır. Ama bu ayrılıklar asla, iki kuşağı birbiriyle karşı karşıya getirip çatıştıracak kadar kesin ve keskin değildir. Sonuçta herkes insandır ve aynı toplumun, en azından aynı gezegenin atmosferini paylaşmaktadır.
 
İnsanlar yaşlandığı sürece bütün toplumlarda yaşlılar ve gençler olacak ve onlarla birlikte, onların varlıklarından ve yaşlarından kaynaklanan ayrı evrenler yaşayacaktır. İnsanlar yaşadıkça, kuşak çatışması diye nitelenen iletişim süreçleri hep var olacak, tartışılacak ve yeni ürünlerin, yeni akımların kıvılcımı olacaktır.
 
Yeryüzünde birbirleriyle en fazla yakınlaşan ve en iyi uyumlaşan iki nokta ters kutuplar olarak bilinir. Bu tez artık felsefi bir görüş olmaktan çıkıp yaşamın her alanına yayılan bir gerçek olmuştur. Arada orta kuşak olmaksızın yaşlı bir insanın yanına oturup söyleşen bir genç insan görüntüsünün yansıttığı içtenlik, uzlaşma ve anlaşma duygusunu verebilecek bir başka görüntü yoktur.
 
DERLEYEN... (EDİTÖR)
İletişim:[email protected]


Bu makale şu konularla ilgili olabilir : kuşak çatışması - kuşak çatışması nedir - kuşak çatışmaları - nesil çatışması -

Yorumlar