BEKÂRET VE MASTÜRBASYON
Çağımızda Batı toplumlarında kızlık zarının bozulup bozulmadığı sorunu önemini yitirmiştir. Toplumumuzda da bu görüşü benimsemiş kızlar ve erkekler vardır. Ancak gerek Batı toplumlarında, gerek toplumumuzda bu görüşü benimsemiş kızların birçoğu, kızlık zarına toplumun verdiği değerin dışına veüstüne çıkamadıklarından, evlilik öncesinde değişik kişilerle cinsel yaşamın her türlüsünü denemelerine karşın, kızlık zarı dokunulmazlığını koruyabilmekte, böylece toplumsal değerlere ters düşmeden, bu yüzden doğacak zorlanmalara yol açmadan, evlilik Öncesi cinsel yaşamlarını sürdürmeyi başarabilmektedirler.Yine de kızlık zarına toplumun verdiği değer ve önemle cinsel yaşama ilişkin davranış kalıplarının çatışması, özellikle gençlik çağında önemli bir endişe, kaygı ve korku nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kendi kendine doyum, özellikle gençlik çağında cinsei içgüdünün doyurulması için kullanılan en yaygın davranış kalıplarından biridir. Araştırmalar, genç erkeklerin % 90'ının, genç kızların % 60'ının cinsel yaşamları süresince bir kez, birkaç kez ya da birçok kez cinsel içgüdülerine bu davranış kalıbıyla doyum sağladıklarını ortaya koymuştur.
Kendi kendine doyum, gençlik çağında cinsel içgüdünün baskısından ve geriliminden kurtulmak için gerekli ve sağlıklı bir davranış biçimidir. Ancak bu doyum biçiminin beden ve ruh sağlığı için zararlı olduğuna ilişkin hatalı bilgiler ve inançlar gençlerde endişeye, kaygıya, korkuya yol açmaktadır. Kendi kendine doyum konusundaki hatalı bilgiler ve inançlar yüzyıllar boyu gelişmiş, yerleşmiş ve bir kuşaktan ötekine aktarılarak "ayıp", "günah", "suç" korkutmasıyla engelleme yoluna gidilmiştir.
Günümüzde bile ailelerin çoğunluğu, hatta kimi hekimler, cinsel bilgi veren kimi bilimsel (!) nitelikteki yayınlar bile, kendi kendine doyurrîun sağlığı bozduğunu, gençleri sinirli ve tedirgin yaptığını ileri sürmektedir. Birçok aile de bu tür doyumu engellemek amacıyla, günah ve suç gibi tüm bastına, denetleyici, engelleyici, önleyici güçleri kullanarak gençleri korkutmaya çalışmaktadır.
Gençlik çağında, erkekler için cinsel organın büyüklüğü ve kalınlığına ilişkin hatalı bilgiler, cinsel güçle ilgili korkuların doğmasına yol açar. Genç erkeklerin çoğu cinsel güçle cinsel organın büyüklüğü ve kalınlığı arasında neden-sonuç ilişkisi kurar. Karşı cinsle cinsel ilişki kuramayacağından ya da doyum sağlayamayacağından korkar. Oysa böyle bir ilişki yoktur. Ama bu korku cinsel gücü olumsuz biçimde etkiler.